Dolar 35,5518
Euro 36,5741
Altın 3.099,99
BİST 9.892,95
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 10 °C
Az Bulutlu

Kasım, 2020 – 2021

Kasım, 2020 – 2021
REKLAM ALANI

PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK

KASIM AYI BÜLTENİ

Ergenlik Dönemi ve Bu Dönemde Görülen Davranış Bozuklukları

Ergenlik Dönemi Nedir? 

     Çocukluk döneminin bitmesiyle birlikte kız çocuklarında ve erkek çocuklarında ergenlik dönemi başlar. Bu dönem kız çocuklarında 7-14 yaş arasındayken, erkek çocuklarında 10-16 yaş arasında devam eden bir süreçtir. Bu süre içerisinde fiziksel olduğu kadar ruhsal açıdan da birçok değişiklik görülmektedir. Fiziksel olarak ergenlik döneminde kız çocukları ve erkek çocuklarında farklılıklar olmaktadır. Kadınlarda östrojen hormonu, erkeklerde testesteron adlı hormon salgılanmaya başlar. Ergenlik döneminde artık daha mantıklı düşünmeye başlayıp çocukluk döneminde yaptığı hareketler, izlediği programlar, okuduğu kitaplar veya giyindiği kıyafetleri son derece komik ve saçma bulunmaya başlanacaktır. Ergenlik dönemi, cinsel olarak bireyin kendisini fark etmesini sağlayacaktır. Erkeklerde sıklıkla ergenliğe geç girilme görülmektedir. Ergenliğe girilme yaşı olarak coğrafi konum çok önemlidir. Ergenliğe giriş  aşırı sıcak olan iklimlerde daha erken olurken soğuk yerlerde daha geç gerçekleşmektedir. Bu dönem  çok önemli olduğundan anne ve babanın mutlaka çok dikkatli olarak  çocukları ile ilgilenmeleri gerekmektedir. 

Ergenlik Dönemi Ruhsal Özellikleri

      Ergenlik dönemi fiziksel olarak değişimin çok olduğu bir dönemdir. Bu dönem içerisinde kişi duygusal olarak da çok büyük çöküntüler yaşar. Karşı cinse çok fazla bir ilgi duymaya başlar.Kişinin  karşı cinse olan  ilgisi artacağından okul hayatında derslerinde düşük not alması muhtemeldir. Ailenin koymuş olduğu kuralları ezmek ve çiğnemek gibi tutumları olacaktır. Arkadaş çevresinde farklı arkadaşlıklar kurmak isteyecektir. Madde kullanımı ergenlik döneminde daha çok görülür. Bu dönemin içerisinde anne ve babadan özenerek sigara içme alışkanlığı da görülmektedir. Genellikle çocukta özgüven problemleri yaşanacaktır. Aile içerisinde şiddet gören ve sürekli olarak kötü davranışlar içerisinde büyüyen çocuklar da ergenliğe girdiğinde çok büyük sorunlar yaşarlar.  Bu tip bireyler zorda kaldığında ya da herhangi bir olayı gerçekleştiremediğinde şiddete başvurabilir . Bencilce tutumlar sergileyebilir. Ayrıca birey  sürekli olarak takdir edilmek ve hizmet görmek ister.Bu dönemde  aile içerisinde var olan herhangi bir sorun, çocuklara belli edilmemesi gerekmektedir. Bedeninde yaşadığı değişiklikler nedeniyle, utanma ve çekingenlik olacağından içe kapanıklık görülmektedir. Her şeye meraklı olduğundan düşünmeden hareket edecektir. Sık sık kendisini dünyadan koparıp hayal dünyasında yaşamaktadır.

  • Kişilikleri bu sürede oluşur: Ergenlik döneminde insanların hayata bakış açıları gelişir. Bu sürede kimlikleri oluşacağından kız çocukları annelerini, erkek çocukları da babalarını örnek alacaklardır. Sosyal gelişim olarak kendisinin yaşam felsefesine önem verecektir. Bazı çocuklar edindikleri kötü arkadaşlıklar sonucunda, uyuşturucu kullanmaya başlayabilir, tarikatlar ya da terör gruplarını  da merak edebilirler. Ergenlerin ahlaki olarak gelişimlerinin toplum kurallarına uygun olması beklenmektedir. Bu sürede ergenlerin değişik tepkiler göstereceği gerçeği vardır.  Ancak bu dönemde ergen sistematik düşünmeye başlar ve kendi düşüncesinin doğruluğuna inanır.
  • Karşı olma bozukluğu:
    Kurallara uymama, tekrarlayan karşı çıkışlarda bulunma ve düşmanca davranışların en az 6 ay süre ile devam etmesi ile tanı konulmaktadır. Çocuğun bu tavrı, çevresi için sinir bozucu olabilir. Ancak çocuk, sergilediği olumsuz tutuma rağmen başkalarının haklarını ihlal etmez. 
  • Davranış bozukluğu:
    Çocuk ve ergenlerde davranış bozukluğu, başkalarının haklarını veya temel toplumsal kuralları ihlal eden, tekrar edici davranış modeli ile tanımlanır. Bu tutum çocukta çeşitli ortamlarda en az 12 ay boyunca sürer ve bazı davranış bozukluklarına yol açabilir.

    Bunlar:
  • Fiziksel saldırı, insan ve hayvanlara zarar verme tehdidi,
  • Mala zarar verme,
  • Yalancılık veya hırsızlık,
  • Kuralların ihlali.
  • Toplumsal zıtlık durumu

     Genç sürekli içinde bulunduğu ortama karşı çıkar. Bu nedenler çevresi ile olan ilişkilerinde zaman zaman geçimsizlik yaratabilir. Otoriteye karşı direniş eğilimleri vardır. Örneğin ev ortamında mutlaka otoriteyi temsil eden birisi vardır. Bu anne, baba ya da ağabey, abla olabilir. Gelişmekte olan ergenin karşı çıkacağı ilk kişi otoriteyi temsil eden kişidir. Eğe otoriteye karşı çıkamıyorsa bu istek ergende daha da alevlenecektir. Otoriteye karşı gelemeyen bireylerde bazı davranış bozuklukları oluşabilmektedir.

  • Olay yaratmak
  • İnsanları kızdırmak
  • Yerli yersiz ıslık çalmak
  • Dikkatsizlik
  • Kabalık
  • Sabırsızlık
  • Dalgınlık, aldırmazlık
  • İnatçılık
  • Kafa tutma
  • Şüphecilik

     Tüm bu yaşananlar aslında ergenin yardım talebidir. Öncelikle onu tanımak ve değişimleri görebilmek önemlidir. Aile ve öğretmenler, baskılamak ve eleştirmek yerine  ergene sakin yaklaşmalıdır. Eleştiri ve baskı çocuğun ailesine, okulda yaşadığı sorunlara ve yalnızlığına dair çatışmaları artırır. Ergen, anlaşılması gereken bir bireydir, bu süreçte güven duygusunu arar ve kendisine  destek olunmasını ister. Eleştirmek yerine ergenin sergilediği davranışların nedenlerini araştırmak daha doğru olacaktır. Önemli olan, ona rahat hareket edecek alanı yaratmaktır.

  • Anne, babalar ve öğretmenler ergenin kendi kimliğini ortaya koymasına izin vermelidirler. Onun ayrı bir birey olduğu kabul edilmelidir, böylece iletişim sağlıklı olur.
  • Anne, babalar ve öğretmenler onun duygularını yoğun yaşadığını ve düşüncelerinin doğru ve kesin olduğuna inandığını unutmamalıdır.
  • Anne babasından anlayış göremeyen, onlarla çatışma içinde olan ergen evde bulamadığı güveni arkadaş çevresinde arar. Arkadaşlarından ayrı kalmamak için kendisine aykırı gelen düşünceleri, tutumları ve davranışları benimseyebilir. Aile ortamı sağlıklı olursa o da mutlu olur.
  • Ergenlerle iletişimde önemli olan bir nokta da ebeveynlerin tepkiler ve çelişkili davranışlar karşısında soğukkanlı kalabilmesidir.

ERGENLERLE ETKİLİ İLETİŞİM YOLLARI


·         Onlarla konuşurken dürüst ve içten olmaya özen gösterin.
·         Kendilerini ifade etmeleri konusunda cesaretlendirin.
·         Sürekli akıl verir şekilde konuşmaktan kaçının.
·         Kendi gençliğinizle çocuğunuzu kıyaslamayın. Onun farklı zamanda yaşayan farklı bir birey olduğunu unutmayın.
·         Öğrencinin yaşamına ve tercihlerine saygı duyun.
·         Fikirlerini ciddiyetle dikkate alın.
·         Güven ortamı yaratmaya çalışın.
·         Size ihtiyaç duyduklarında yanlarında olduğunuzu hissettirin.
·         Emir cümleleri kurmaktan sakının.
·         Şimdiki zamanın şartlarına uygun değerlendirmeler yapın.
·         Onlara, davranışlarınızla örnek olmaya çalışın.
·         Kendi sınırlarınızı ihlal etmelerine müsaade etmeden, mümkün olduğunca anlayış ve sabır göstermeye çalışın.
·         Bu dönemde duygusal iniş-çıkışlar çok yaygındır, aşırı tepki göstermeyin.
·         Yaşadıkları dönemin zorluklarını her zaman göz önünde bulundurmaya çalışın.





Psikolojik Danışman/Rehber Öğretmen
            Fulya Ece KÜÇÜKAKIN


REKLAM ALANI